15 Temmuz 2013 Pazartesi

Burası Türkiye: Futbol sevenler ülkesi

Futbol sevenler ülkesi Türkiye’den bir U20 Dünya Kupası organizasyonu geçti, gitti. Kayseri ve İstanbul olmak üzere iki şehirde maçları stadda, diğerlerini ise televizyonda takip etme şansım oldu. “Abartmayalım, bunun 17'si var 21'i var,” diyenlerden ziyade, ben her türlü uluslararası organizasyonun layığıyla yapılmasının ülke spor politikası adına faydası olacağına inananlardanım.

Tam da bu noktada şu “layığıyla” kelimesi hakkında konuşmak istiyorum. Sizce bir turnuvanın başarılı geçip geçmediğinin göstergesi nedir? Sorunsuz yapılan lojistik hizmetler mi, iyi futbol mu, kendi ülkenin gösterdiği performans mı, yoksa taraftarların turnuvaya gösterdiği ilgi mi? Benim cevabım sonuncusu. Coşkulu, kalabalık taraftar organizasyon kusurlarını fark ettirmeyebilir. Ama iyi organizasyon sessiz ve boş tribünlerin eksikliğini kapatamaz. Kapatamadı.

Hani her fırsatta yönetimleri istifaya çağırıp, sloganlar atıyoruz ya, bir kere önce şunu kabul edelim, bu ülke futbolu değil tuttuğu takımı sevenlerin ülkesi. Hepimizin dolabında takımımızın en yeni forması vardır, ama bir milli takım forması ara ki bulasın.  Ya da bilet fiyatlarını protesto eder, futbol aşkımıza dem vururuz ama biletlerin bir tost bir ayran parasına denk olduğu, adı “Dünya Kupası” olan bir turnuvaya tenezzül etmeyiz.

Dertlenme ey taraftar, bu işin sözde profesyonelleri de senden pek farklı değil. Final maçında organizasyon yetkilileri ile sohbet ediyoruz. Tüm dünyadan 4500 scout (yetenek avcısı) kayıt yaptırıp, bu turnuvayı izlemiş. Bizden? Bir kaç. Zaten ülke olarak prensibimiz, yetenek keşfetmekten ziyade, zaten keşfedileni keşfetmek. Acaba kulüpler genç futbolcularına “Herkes turnuvaya. Maçları tribünde izleyeceksiniz. Bir kaç yıl sonra milli formayla o turnuvaya belki de siz katılacaksınız,” demiş olabilir mi? Çok düşünmeyin, cevap “Hayır”. Gazeteci bir arkadaşım aradı. “U20 Dünya Kupası için L'Equipe 2 tam sayfa ayırmış, bil bakalım bizim büyük gazeteler kaç?” diye sordu. Ben bilemedim. Siz de bir tahmin yapın, sonra alt satıra bakın.

“6 satır, 2 sütunluk bir haber”

İspanya Futbol Federasyonu Başkanı Villar üçüncülük maçını ve final maçını tribünde izledi. Şaşırdınız değil mi? Hem de İspanya turnuvadan elenmiş olmasına rağmen. Bizim başkan final maçının devre arasına yetişebildi.

Fıkra gibi ama futbol seven ülkeyiz neyse ki. Erken elendiğimiz her turnuvadan sonra, teknik adamların, yöneticilerin uzun vadeli planlar yaptığı, Türk futbolunu yeniden yapılandırmaktan bahsettiği, her sene yapılanan bir ülkeyiz. Uruguay da öyle mesela. 2000li yılların başından beri futbolda düşüşe geçmişlerdi. Bu turnuvada gençlere bakınca gördük ki, bir plan yapmışlar ve işliyor. Çok koşmadan, kendilerini parçalamadan 120 dakika mücadele ettiler finalde. Düzgün pozisyon alıyorlar, mental olarak güçlüler. Takımın kadrosuna bakınca tablo şu şekilde:

Sağ bek Manchester United'ın altyapısında
Sol bek Benfica'nın
Stoper Atletico Madrid'in
Sol Açık İnter'in 
Sağ kanat Bordeaux'nun
Santrfor Roma'nın 
Yedek Santrfor PSV'nin

Bir de duyduk ki, Uruguay Federasyon başkanı İstanbul’a gelince organizasyon yetkililerinden rica edip, Gezi Parkı’na gitmek istemiş. Gitmiş de. Şaşırdık. En az futbol ülkesi olduğumuza şaşırdığımız kadar.